-
1 balık eti
ры́бное филе́ -
2 balık eti
йомры гәвдәле -
3 balık eti
зэфэшIу -
4 balık eti
ريان -
5 balık eti
ريان [رَيَّان]Anlamı: ne şişman, ne zayıf olan, biçimli, tombul -
6 balık eti
balýketinde -
7 balık
Balık (burcu) ASTR Fische m/pl;Balık burcundanım ich bin Fisch;balık ağı Fischnetz n;balık avı Fischfang m;balık eti Fischfleisch n;balık istifi gibi fig wie die Heringe;balık tutkalı Fischleim m; Gelatine f;balık tutmak fischen, angeln;balık yumurtası Rogen m;balık kavağa çıkınca scherzh am Sanktnimmerleinstag;balığa çıkmak auf Fischfang gehen -
8 levrek
1. شبص [شَبَص]Anlamı: levrekgillerden, eti beyaz, üzeri pullu iri bir balık2. قاروس [قارُوس]Anlamı: levrekgillerden, eti beyaz, üzeri pullu iri bir balık -
9 av
охо́та (ж)* * *1) охо́та, ло́вляav avlamak — охо́титься
av çantası — патронта́ш
ava çıkmak — отправля́ться на охо́ту
av havası — а) благоприя́тная для охо́ты пого́да; б) перен. подходя́щая обстано́вка (для совершения какого-л. дела)
balık avı — ры́бная ло́вля
2) дичь, добы́ча тж. перен.av derisi — пушни́на
••av avlanmış, tav tavlanmış — погов. что сде́лано, то сде́лано; по́сле дра́ки рука́ми не ма́шут
-
10 orkinos
تونة [تُونَة]Anlamı: uskumrugillerden, boyu 2, 5 m kadar olabilen eti yenir bir balık
См. также в других словарях:
balık eti — is. Omurgalılardan, suda yaşayan hayvanların yumuşak ve açık renkli eti … Çağatay Osmanlı Sözlük
balık — is., ğı, hay. b. Omurgalılardan, suda yaşayan, solungaçla nefes alan ve yumurtadan üreyen hayvanların genel adı Birleşik Sözler balık adam balık bilimi balık çorbası balıketi balık eti balıkgözü … Çağatay Osmanlı Sözlük
bıyıklı balık — is., ğı, hay. b. Sazangillerden, büyüklerinin boyu 2 m yi bulan, eti sevilen bir balık (Barbus fluviatilis) … Çağatay Osmanlı Sözlük
et — is. 1) İnsanlarda, hayvanlarda deri ile kemik arasındaki kas ve yağdan oluşan tabaka Bu koyunda hiç et yok, pek zayıf. 2) Kasaplık hayvanlardan sağlanan kaslardan oluşmuş besin maddesi Bu, kurumuş pastırma renginde bir et parçası idi. H. Taner 3) … Çağatay Osmanlı Sözlük
akbalık — is., ğı, hay. b. 1) Sazangillerden, eti kılçıklı, yumurtası ile tarama yapılan bir balık (Leuciscus) 2) Akya balığı … Çağatay Osmanlı Sözlük
berber balığı — is., hay. b. Hanigillerden, kuyruğunun çatalı çok uzun olan, Akdeniz de yaşayan, eti yenilen bir balık (Serranus anthias) … Çağatay Osmanlı Sözlük
çarpan balığı — is., hay. b. Levrekgillerden, yüzgeçleri dikenli ve zehirli, eti sevilen bir balık, trakunya (Trachinus draco) … Çağatay Osmanlı Sözlük
dubar — is., hay. b. Kefalgillerden, 30 40 cm uzunluğunda, eti lezzetli bir balık türü (Mugil cephalus) … Çağatay Osmanlı Sözlük
gelincik — is., ği, bit. b. 1) Yazın kırlarda, özellikle ekin tarlalarında yetişen, kırmızı ve otsu bitki, gün gülü (Papaver rhoeas) 2) hay. b. Sansargillerden, ince uzun yapılı, sivri çeneli, küçük bir hayvan (Mustela nivalis) 3) hay. b. Mezgitgillerden,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gölge balığı — is., hay. b. 1) Alabalıkgillerden, uzunluğu 20 50 cm, sırt yüzgeci büyük, tatlı su balığı (Thymallus thymallus) 2) Gölge balığıgillerden, büyük, eti lezzetli, Atlantik Okyanusu, Akdeniz ve Karadeniz de yaşayan bir balık, taş levreği, minakop,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iskorpit — is., hay. b., Rum. İskorpitgillerden, iri başlı, yüzgeçlerinde yakıcı dikenleri bulunan, eti beğenilen bir balık (Scorpaena scrofa) … Çağatay Osmanlı Sözlük